28 Kasım 2014 Cuma

Eserin Adı : Birdy
Eserin Orjinal Adı : Birdy
Yazar : William Wharton
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2009,İstanbul
Yayın Evi : Artemis Genç
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 452
Puanım : 4.5
Konusu : Askeri bir hastanenin dört duvarı arasında kapanmış oturuyor Birdy. Çıt çıkarmadan. Ama onun deli olduğunu söylemek kimin haddine! Vasatın altı bir tip olan ordu psikiyatrı, hastasının kendini kuş olarak kabul ettiğini hâlâ kavrayamadığı için, belki bu kopmuş vakayla iletişim kurabilir diye hesap ederek Birdy'nin çocukluk arkadaşını devreye sokuyor. Genç bir adamın önlenemez kaçma ihtiyacı, kuşlara ve uçmak merakına odaklanan Birdy, espri, zekâ, gerilim, trajedi ve hasret dolu bir öykü anlatıyor.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

1984 yılında Alan Parker tarafından filme de çekilen, bence klasik olmuş bir kitaptır. Kendini kuş zanneden Birdy gerçek dünya da yaşamaktan şiddetle kaçar. Kuş olduğunu gördüğü hayal dünyasında, kuşlarından Perta'ya aşık olur, onunla evlenir, hatta çocukları bile olur. Kuşlara olan tutkusu yüzünden, uçmaya çalıştığı, tüneyerek uyuduğu gibi gerçekler aslında Birdy'nin bu hayata tutunamadığını gösteriyor. Vietnam savaşından döndükten sonra akıl hastanesine kapatılması ve tamamen kuş gibi davranması da bunu anlatacak nitelikte. Onu hayata geri döndürmeye çalışan en yakın arkadaşı Al'in varlığı belki de geri dönmesine sebep olan tek şey. Kısacası şahane bir dostluk ve varoluş hikayesinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Olduğundan başka bir varlık olmaya çalışan buna takıntılı bir çocuğun gözlerinden hayata bakmak ilginç bir deneyim. Mutlaka okunması gereken bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.
Devamını oku »

27 Kasım 2014 Perşembe

Eserin Adı : Adem'in Öyküleri
Eserin Orjinal Adı : Tales of Adam
Yazar : Daniel Quinn
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2006,İstanbul
Yayın Evi : Klan Yayınları
Türü : Kişisel Gelişim, Din, Öykü
Sayfa Sayısı : 104
Puanım : 3.5
Konusu : Daniel Quinn'in ödüllü eseri "İsmail" ile okurlar, kitapta anlatılan ruhsal boyuta yalnızca kaçamak bir bakış attılar. Quinn, uzun bir bekleyişin ardından, insanın nasıl insan olduğunu anlatan yedi adet kısa ama etkileyici öykü aracılığıyla bu ruhsal boyut ile tanışmamızı sağlıyor.
Burası, yalnızca animist gözlerle görülebilecek bir boyut: Hayvanlar ve bitkiler için olduğu kadar insanlar için de dost bir dünya. İnsanların açlık ve acının eşiğinde diğer canlılardan kaçtıkları değil, bir arada barış içinde varoldukları bir dünya. Ve bu dünyada tüm varlıkları, tanrının ellerinde başlayıp yine onun ellerinde biten ve varoluş amaçlarını yerine getirdikleri yolculuklarını yapıyorlar.

Bir avcı-toplayıcı olan Adem, insanlık tarihinin dönüm noktasında duruyor ve oğlu Habil'e bilgeliğin armağanını sunuyor. Birlikte, çevrelerindeki doğal dünyayı gözlemliyor, av ve avcının, rüzgar ve denizin eylemlerinden öğreniyorlar. Adem, öyküler ve masallar aracılığıyla oğluna, çevresindeki dünya ile nasıl uyum içinde yaşayacağını ve bu sayede 'Yaşam Kanunu'nu nasıl anlayacağını öğretiyor. Onların dünyası kayıp bir dünya değil. Tıpkı bir zamanlar olduğu kadar gerçek bir dünya - elbette görecek gözleri olanlar için!

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Adem'in oğlu Habili alarak ava çıkması ve bu avlar esnasında kendisine hayata dair dersler, hikayeler anlatmasından oluşan bir kitap. Kişisel gelişim noktasında bilgiler içeren kitapta, doğaya, hayvanlara saygı, yiyebileceğin kadar avlanmak, fazlasını biriktirmemek. Soğuğun aslında bizim beynimizin bir oyunu olduğunu anlamamız gibi pek çok oldu hikayeleştirilerek anlatılıyor. Kendileri bir hikaye iken, her hikayenin içinde ayrı bir hikaye de yer alıyor. Değişik ve öğretici bir kitap olmuş. Yazarın bu bilgileri verirken Adem ve Habil gibi yaradılışın en temel iki figürünü kullanması da bu olguları yaradılışımızın temel taşı haline getirmeliyiz mesajını vermesi açısından olumlu. Hafif, kolay anlaşılır bir kişisel gelişim kitabı. Okumanızı öneririm. İçerisindeki resimler de ayrı bir tat katmış. Büyüklere yazılan kitaplar da pek böyle resimler görmesek de, kitap okumktan pek hoşlanmayanlar için kolaylaştırıcı unsur olabilirmiş gibi görünüyor. Keyifli okumalar Dilerim.
Devamını oku »

26 Kasım 2014 Çarşamba

Eserin Adı : Ölümcül Kimlikler
Eserin Orjinal Adı : Les Identites Meurtrieres
Yazar : Amin Maalouf
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2000,İstanbul
Yayın Evi : YKY 
Türü : Deneme
Sayfa Sayısı : 133
Puanım : 4
Konusu : "Bana 'içimin derinliğinde' ne olduğu sorulduğunda, bunda herkesin 'içinin derinliğinde' ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma 'kişinin derin gerçekliğinin', doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan 'öz'ünün varolduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi."
Kimlik insanın zamanın içindeki incelişinde onu dünyaya bağlayan bir ayna.

Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler'de çok yönlü ve saydam bir sorgulamanın eşiğinde, aynadaki görüntünün tutulabileceğine işaret ediyor.

Ölümcül Kimlikler, dünyanın yeni zamanlarında insanlığın küllerinden kuracağı düzenin temeline konan bilge bir taş.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kısa bir deneme kitabı yazmış Amin Maalouf, önce kendi kimliğinden yola çıkmış Lübnanlı bir Hristiyan olarak Fransa'ya yerleşmiş olmasındaki durumdan. Hangisini kendi kimliğim saymalıyım diyor, Lübnanlı olmayı mı? Hristiyan olmayı mı? Fransız olmayı mı? Bu benim gibi babasıyla annesi farklı ülkenin insanları olan çocuklarda da sıkça görülen bir kimlik sorunu. İki ülkenin kimliğini de tam olarak taşıyamıyorsunuz üzerinizde ve bu da yeni bir kimlik oluşturuyor ister istemez. Günümüzün batı ve doğu toplumlarını, aslında çok ılımlı olan İslam'ın geldiği noktanın sebeplerini ve insanların kimlik tanımlarının yıllar içerisinde nasıl değiştiğini sizi oldukça ikna eden bir ispatlamayla kaleme almış. Gittikçe kutuplaşan toplumumuz için önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum. Dilin bir toplum olmadaki etkisinden bahsettiği bölümler oldukça ilgi çekici. Günümüz de globalleşen dünyanın bizi tek tipliliğe sürüklediğinden ve bazı tepkilerin aslında bu korkudan kaynaklandığını vurgulamış ki buna katılıyorum. Okunması gereken bir kitap. Buyurun okuyun efendim. Sevgiler.
Devamını oku »

25 Kasım 2014 Salı

Eserin Adı : Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Eserin Orjinal Adı :
Yazar : Peyami Safa
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2004,İstanbul
Yayın Evi : Alkım Yayınları
Sayfa Sayısı : 128
Puanım : 4.5
Konusu : "Ben Peyami`nin bu son romanını üç defa okudum, otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım. Bu kitabın karşısında ben, yıldızlı göklerin sonsuzluğuna bakan ve o layetenahi (sonsuz) alemde yeni pırıltılar, o zamana kadar hiçbir gözün görmediği acayip, fakat hakiki alemler keşfeden müneccimin hayranlığını duymaktayım. Eğer ıstırabı, azabı ve neşeyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis hal kitleleri okuma yazma bilselerdi, bu romanın, on bin, yüz bin, hatta bir milyon satması işten bile değildir." Nazım Hikmet
"Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" ile Peyami Safa, sanatın olgunluk dönemine giriyor. Bugünkü Peyami Safa`yı bize işaret eden ilk kusursuz, yetkin, bütünüyle insancıl ve her satırı göğüsten kopmuş bir damar gibi taze ve hayat fışkıran bir kitap.
Cahit Sıtkı Tarancı

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Uzun zamandır okumak isteyim bir türlü elime alamadığım kitaplardan bir tanesi. Peyami Safa'nın Selma ve Gölgesi kitabını okumuştum daha önce. Farklı psikolojilere sahip insanları işlemeyi sevdiğini bu kitabını okuyunca daha iyi anladım. Su gibi akan bir hikaye hiç sıkılmıyorsunuz okurken. Ayağında meçhul bir hastalık olan ve sekiz yaşından beri bu rahatsızlığı çeken on beş yaşında bir çocuğun hikayesi anlatılıyor kitapta. Okurken o ayağındaki rahatsızlığı sanki kendimde hissettim. Öyle başarılı hikaye kişileri yaratıyor ki Peyami Safa mutlaka siz de iz bırakıyor. Bu gencecik çocuğun akrabası sayılabilecek insanlarla ilişkileri, hastaneye gidip gelmesi ve ayağına dair umutsuzlukları. Okunması gereken klasik eserlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Türk romancılığındaki dehalardan bir tanesi. İyi okumalar dilerim.
Devamını oku »

24 Kasım 2014 Pazartesi

Eserin Adı : Meleklere İnanmak
Eserin Orjinal Adı : A Quiet Belief in Angels
Yazar : R.J. Ellory
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2011,İstanbul
Sayfa Sayısı : 520
Puanım : 3.5
Konusu : Yıl 1939... Joseph Vaughan, küçük bir kasabada yaşayan on iki yaşında bir çocuk... Tüm kötülüklerin içinde meleklere inanan,Azrail'i kasabadan uzak tutmaya çalışan, suçu hep kendinde arayan, büyüdüğünde Azrail'i kendi içinde bulan masum bir çocuk... Joseph Vaughan'ın hayatı kendi yaşlarında küçük bir kızın vahşice tecavüze uğrayıp katledildiğini öğrenmesiyle tamamendeğişir. Bu, yaşadığı kasabanın hayatını da gelecek on yıllık dönemde derinden etkileyecek bir dizi cinayetin ilkidir. Joseph ve arkadaşlarının kurduğu Muhafızlar adlı grup kasabayı içlerinde yaşayan bu şeytandan korumak için uğraşır, ama tüm çabalar boşa çıkar. Küçük kızlar öldürülmeye, korku kasabanın sokaklarında gezmeye devam eder. Ta ki yıllar sonra maskeler düşene, geçmişin sırları akıllara durgunluk veren bir gerçeğin ardından çıkana kadar... Derler ki beyaz bir tüy, bir meleğin ziyarete geldiğinin işaretidir. Joseph Vaughan bulduğu beyaz tüyün, yaşamını karartacak olan Azrail'e ait olduğunu biliyordu."Sürükleyici olaylarla okuyucuyu sayfaların içine çeken bu büyüleyici hikâye, son ana kadar sizi dehşetin karanlığından vekederin gölgesinden ayırmayacak. R. J. Ellory'nin bilinmezliğin derinlerinde gezinme yeteneği onu gerilim romanlarının ustasıyapıyor. Gecenin geç saatlerinde okunacak muhteşem bir yazar."-Clive Cussler-

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Bir çocuğun on iki yaşında babasının ölmesi ve bu ölümden kısa bir süre önce melek gördüğüne inanmasıyla başlayan hikaye yaşadıkları kasaba küçük yaşta kızların öldürülmeye başlamasıyla devam ediyor. Hayatı tam bir kabusa dönüşen Joseph Vaughan'ın katili yakalama arzusu kendisinin katil olarak yakalanmasına ve tüm seviklerini kaybetmesine sebep olur. Hapishane de yazdığı kitabın basılmasıyla uzun zamandır hapiste yatan Joseph'in yargılamasının doğru yapılmadığına ve salıverilmesine karar verilir. Yaşı oldukça ilerlemiş, yazarlık hayalleri istediği gibi gitmeyen Joseph seri katille karşılaşacak ve bu katil yakından tanıdığı birisi olacaktır. Bir dönemin hikayesiyle harmanlanan insan hikayeleri oldukça ilgi çekici. Polisiye bir roman olmaktan öte insanın çeşitli duygularına, yalnızlığına ve umutlarına değinen hikayeyi sevdim. Okumanızı öneririm. Sevgiler.
Devamını oku »

23 Kasım 2014 Pazar

Eserin Adı : Cadı ve Sihirbaz
Eserin Orjinal Adı : Witch and Wizard
Yazar : James Patterson & Gabrielle Charbonnet
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2011, İstanbul
Sayfa Sayısı : 312
Puanım : 3.5
Konusu : Böyle mi başlıyor... yoksa böyle mi sona eriyor?"Böylesi çok ağırdı. Bir şehir dolusu öfkeli yüz, kötü ruhlu bir suçluymuşum gibi bana bakıyordu. Stadyum hıncahınç doluydu. Yüz binlerce meraklı, umursamaz veya en azından kayıtsız yüzdü karşımdaki...Ve gözleri, yaşlar içinde olmak bir yana, hafifçe nemlenmiş, buğulanmış bile değildi.Kimse itiraz etmiyordu. Kimse ayağını vurmuyordu.Kimse yumruğunu kaldırmıyordu. Aslında, devasa ekranlarda gerisayım devam ederken, bugün ailemin son günü olacak gibi görünüyordu.Ağabeyim Whit'in, bu işten son dakikada kurtulmanın mümkün olup olmayacağını merak ettiğini görüyordum. Annemin, ben ve Whit için sessizce ağladığını görüyordum. Babamın, son anlarımızda sefilce davranmanın bir anlamı olmadığını bana ve ağabeyime hatırlatırcasına gülümsediğini görüyordum... Yalnız, anlatırken kendimi fazla kaptırıyorum. Dilimi tutamıyorum. Buraya, halka açık idamımıza gelene kadar, anlatılması gereken bir sürü şey var. En iyisi biraz gerilere gidelim..."Bu hikaye, Whisty ve Whit Allgood kardeşlerin insanı afallatan hikayesi. Bir geceyarısı ailelerinden koparılıp alınan ve hapsedilen biri kız biri erkek kardeşler, cadı ve sihirbaz olmakla suçlandılar...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Alternatif evren yaratan kitaplardan bir tanesi daha. Günümüz dünyasından uzakta, cadı ve sihirbazların yakalanıp işkence gördükleri bir sihirbaz tarafından yönetilen bir evrende, genç iki kardeş olan karakterlerimiz güçlerinin farkında değildir. Fark ettiklerinde ise kendilerini hapishanede bulurlar. Anne ve babaları yanlarına sadece bir günlük ve bir davul bageti vermiştir. Buradan kaçmanın yolu With'in ortadan kaybolmuş sevgilisinin hayaleti tarafından sağlanır. İlginç bir hikaye olmuş. İdam sehpasında başlayıp biten hikaye, devam kitabının geleceğinin haberini veriyor. Ancak beni rahatsız eden şey, iki yazarlı olan kitabın tanınmayan yazarının adının oldukça küçük yazılmış olması. Hikayenin içeriğiyle kapak dizaynını da uygun bulmadım. Gençlere hitap eden bir kitap için fazla karanlık ve itici. Bunun haricinde türünün sevenleri için okunması gereken bir kitap. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »

21 Kasım 2014 Cuma

Eserin Adı : Golem ve Cin
Eserin Orjinal Adı : The Golem and The Jinni
Yazar : Helene Wecker
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014, İstanbul
Sayfa Sayısı : 640
Puanım : 2.5
Konusu : Korkunç güçlere sahip bir büyücü tarafından, yalnızlık çeken bir adam için kilden yapılmış bir golem...
Ve bin yıllık esaretinden uyanan bir cin... Bu iki olağanüstü varlığın yolu 1899 yılında New York'ta kesişir. Farklı olmaktır onların kaderi... Hikâyeleri herkes gibidir aslında, kendini farklı ve yalnız hisseden her insan gibi...

Ve tehlike, onlar için sadece bir adım ötededir hep.

Golem ve Cin iki ayrı kültürün efsanelerinden besleniyor ve zengin anlatımı sayesinde okuru ilk sayfadan itibaren içine alıyor. 2013 yılının en iyi kitapları listelerini altüst eden bu roman Türkiye'de de çok sevilecek.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Doğan Kitabın 32 tl etiket fiyatıyla satışa sunup, iki ay geçmeden 10 tl ye indirimli satışa soktuğu kitabı. İsminden dolayı kitap ilk çıktığından beri büyük beklenti içerisindeydim ama okuduğumda çok etkilendiğimi söyleyemem. Yazdığı Golem karakterinin soğukluğundan mıdır nedir bilmiyorum hikayeye bir türlü ısınamadım. Kilden yaratılmış bir Golem ve yüzyıllardır bir testinin içine hapis olmuş, çölden başka diyar bilmeyen cin Amerika'ya düşüyor. Hikayede aksiyon oldukça eksik, bu tip fantastik kitapların daha hızlı akmasını, daha aksiyonlu olmasını bekliyorsun ister istemez. Sağı solu keşfetmekten başka büyücü gelene kadar ne Golem'in ne de Cin'in hayatında öyle aksiyonlu bir olay yok. Reenkarnasyon yoluyla bir çok hayat yaşamış güçlü bir büyücüyle biraz daha uğraşması bekleniyor karakterlerin. Kitap daha çok Golem ve Cin'in variyetlerini, Golem ve Cin olmanın nasıl hissettirdiğini anlatmaya odaklanmış gibi. Dolayısıyla içinde aşk yok, macera az, tutku ise Golem'in ekmek yapmaya, Cin'in de telkari işlemelerine olan tutkusu sayılmazsa yok denebilir. Sevmedim, sevemedim. Golem nedir? Cinler nasıl varlıklardır? gibi sorularınıza cevap olabilir belki. Yine de fantastik bir dağarcık oluşturmak için, bunu da atlamamış olayım diyenlerin okuyabileceği bir kitap. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »

20 Kasım 2014 Perşembe


Eserin Adı : Dr. Jekyll ve Mr. Hyde
Eserin Orjinal Adı :
Yazar : Robert Louis Stevenson
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 111
Puanım : 4.5
Konusu : Dr. Jekyll ve Bay Hyde'ın Tuhaf Hikâyesi, insanın kötülükle olan yakın ilişkisini alegorik bir dille anlatıyor.Stevenson'ın çığlıklar içinde uyandığı bir kâbustan yola çıkarak yazmaya başladığı ve kısa sürede tamamladığı Dr. Jekyll ve Bay Hyde'ın Tuhaf Hikâyesi, saygın bir doktorun, Londra'nın tekinsiz sokaklarında kol gezen bir caniyle olan gizemli ilişkisini anlatır. Psikanalitik devrimin arifesinde, sınıf çatışması, suçluların yaşamı, insanın içindeki kötülüklerden kurtulabilmek için göze alabilecekleri ve toplumdan gizlenen hayatlar gibi güncel konular etrafında kaleme alınmış bu hikâye, yayımlandığı devrin ötesine uzanmayı başarmış, korku edebiyatının en akılda kalıcı kişiliklerinden birini ölümsüzleştirmiştir. "Stevenson, iyilikten bütünüyle ayrılmış olan bir kötülüğün mevcudiyetini Hyde kişiliğinde ifade etmek istiyordu. Stevenson'ın tüm kötülükler arasında en sevmediği, zalimlikti; yarattığı gaddar varlığın da canavarlıklarını değil, eziyet ettiği ve öldürdüğü insanlara gösterdiği acımasız kayıtsızlığı dile getirmiştir."-Vladimir Nabokov-

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Bazı eserler yazarının adını bile aşıp kendi başlarına yaşayan bir varlık haline geliyorlar. Öyle eserlerden birisidir Dr. Jekyll ve Mr. Hyde. İnsanın içinde iyi ve kötü bir yan bulunduğunu anlatan ve bir çok fantastik öyküye temel oluşturmuş defalarca filme konu olmuş bir eser. Bu kısacık eseri okuduğunuzda uzun zaman etkisinden çıkamıyorsunuz. İnsanın içindeki diğer kişiliğini ortaya çıkaran bir ilaç geliştiren Dr. Jekyll bir süre sonra bu gölge kişiliğinden hoşlanmaya kendi dizginlediği tüm halleri tatmin eden bu kişi olmaya doğru hızla ilerler. Her insanın içinde bir Mr. Hyde vardır deyiminin oluşmasına neden olan kitap mutlaka okunmalı, iyi ve kötünün yüzyıllardır süren savaşında kendi içimizdeki kötülerle tanışa bilmeye anahtar olması bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Psikolojik tüm unsurlarının yanı sıra, eser aynı zamanda fantastik edebiyatın 19. yy daki önemli örneklerinden olması bakımından da önemli. Bu kısacık kitap içerisinde çok şeyi barındırıyor. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »
Eserin Adı : Kabil
Eserin Orjinal Adı : Caim
Yazar : Jose Saramago
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014, İstanbul
Sayfa Sayısı : 152
Puanım : 4.5
Konusu : Saramago'nun ölmeden önce yazdığı son romanı...José Saramago ölümünden önce yazdığı ve yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açan son romanında insanlığın kutsal kitaplardaki başlangıcına geri dönüyor. Adem ile Havva'nın oğlu, kardeş katili, "sürgün ve gezgin" Kabil'le çıkılan bu yolculuk, Eski Ahit'in loş ve tekinsiz diyarlarında, zaman ve mekân kavramlarını altüst ederek, süreğen bir şimdiki zaman içinde, edebiyatla felsefenin kesiştiği dar alanlarda dolaştırıyor okuru. Suç, ceza, adalet, nefret, ihtiras gibi insana özgü kavramlar ile savaşlar, katliamlar, cinayetler, boyun eğmeler ve isyanlar gibi insana özgü eylemler arasında gidip gelirken, İbrahim'den Nuh'a, Adem ile Havva'dan Eyüb'e, Lilith'e kadar bütün kadim şahsiyetler de beklenmedik anlarda ve yerlerde karşımıza çıkıp insanlık panoramasını tamamlıyorlar. Gerçeğin ironik, yalın ve dolaysız dilini kullanan Saramago bu son romanıyla bize tüm zamanların sorusunu miras bırakmış oluyor: İnsan türü evrendeki yerini ve varlığını hak etmiş midir?

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Yaradılış destanına farklı bir bakış açısı getiren romanında yazar, kutsal kitaplarda geçen efsaneleri Kabil'in gözünden incelediğinde aslında Kabil'in kardeşini öldürmesinin Tanrı'nın tüm yaptıkları karşısında ne kadar masum olduğunu görmesiyle sonuçlanır. Kabil tüm hikayelerin içinde bir zaman yolcusu olarak dolaşır. Tanrıdan her yaşadığından sonra daha da soğuyan Kabil sonunda insanlığın Tanrı'nın oyuncağı olduğunu fark edip Nuh tufanı sırasında tüm insanlığı yok eder. Dinlere farklı bir bakış açısı getiren, insanlığı sorgulayan bu ilginç roman okunmaya değer. Sevgiler.

Devamını oku »

18 Kasım 2014 Salı


Eserin Adı : Satranç
Eserin Orjinal Adı :
Yazar : Stefan Zweig
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2013, İstanbul
Sayfa Sayısı : 75
Puanım : 5
Konusu : Mirko Czentovic, dünyaca ünlü satranç şampiyonudur ve iyi kalpli bir papaz tarafından tarafından yetiştirilmiştir. Çocukluğunda çok sessiz, üşengeç ve tembel olan Mirko tek bir şeyde çok iyidir: satranç. Bu oyuna mzel bir yeteneği vardır ve bu yeteneğini kullanarak Dünya Satranç Şampiyonu olmuştur. Doktor B., Avusturyalı bir göçmendir ve gençliğinde Naziler tarafından esir olarak tutulmuştur. Bu zor döneminde hayata tutunabilmesini tek bir şeye borçludur: satranç. Fakat daha sonra geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle bir daha asla satranç oynamamaya karar vermiştir.
Czentovic ve Doktor B.'nin yolları, New York'tan Buenos Aires'e giden büyük yolcu gemisinde kesişir. Gemideki diğer yolcular satranç partisi düzenlemektedir. Czentovic ve Doktor B. birbirlerine rakip olurlar ve yolculuğu ilginç kılacak, herkesin nefesini kesecek bir satranç düellosu başlar.

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Çok etkilendiğim bir kitaptır. Bir kitabın sayfalarca uzunlukta olmasının gerekmediğini kısacık bir kitabın da müthiş bir etki bırakabileceğinin en güzel örneklerinden birisi. Psikolojik yönü inanılmaz ağır basan, satranç zehirlenmesi hastalığının cidden olabileceğine beni inandıran harika bir kitap. Yazarın hayat öyküsünden ayrıca etkilendiğimi de burada belirtmek isterim. Karısıyla birlikte artık dünyanın hayal ettiğimiz gibi bir yer olacağına inancımız kalmadı düşüncesiyle intihar etmesi, kitabı okurken bunu bilmek ayrı bir derinlik katıyor esere. Savaşın korkunç gerçekliğiyle bir satranç tahtasının etrafında bizi yüzleştirmesi, insani duyguların bir çoğuna tek tek basması kitabı ilginç kılan özelliklerden bir tanesi. Mutlaka okunmalı.
Devamını oku »

Eserin Adı : Bay Y'nin Sonu
Eserin Orjinal Adı :
Yazar : Scarlett Thomas
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014, İstanbul
Sayfa Sayısı : 488
Puanım : 3.5
Konusu : Lanetli bir kitap.
Kayıp bir profesör.
Troposfer denilen bir hayal âlemi.
Gizemli adamlar, kurgu ile gerçeğin karıştığı günler.
Ariel Manto on dokuzuncu yüzyıl düşünce deneyleri üzerine çalışan bir doktora öğrencisi.
Thomas Lumas'ın yazdığı Bay Y.'nin Sonu çalışma konusu.
Akıl almaz tesadüfler sonucu bir sahafta Bay Y.'nin Sonu'na rastladığında gözlerine inanamadı.
Egzantirik bilim adamı Thomas Lumas'ı iyi biliyordu, kitaplarının ne kadar zor bulunduğunu da.
Üstelik kimilerine göre bu kitap lanetliydi.
Ariel'i aşkın, seksin ve ölümün kol gezdiği bir macera bekliyor.
Bilimi, bilinci, düşünceyi, maddeyi ve varoluşu sorgulamanıza sebep olacak sıradışı bir roman.

"Etkili ve doyurucu."
-Time Out-

"Eski kitap kokusu ve bir tutam sülfür. Baş döndürücü."
-The Times-

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Oldukça enteresan bulduğum kitaplardan bir tanesi. Kuantum fiziğiyle harmanlanmış, alternatif bir dünya ve bu dünyaya girmek için gerekli formülün bulunduğu dünyada sadece bir tane bulunan nadir bir kitap. Kitabı hiç okumadığı halde ona hayran olan akademisyenler ve kitabın peşindeki kötü adamlar. Alternatif dünyada, insanların zihinlerine girebilme gücü ve yunan tanrıları. Hepsinin kitabın konusu içerisinde bulabilirsiniz. Bu kadar çok konunun iç içe geçmesi kitabı sıkıcı ve detaylı hale getirmemiş tam tersine bir merak ve hayret unsuru oluyor. Böyle bir konu yakalamışken bir seri kitaplar zinciri çıkarılıp daha enteresan bir kurguyla işlenemez miydi? Elbette işlenebilirdi. Biraz daha kaymağa ihtiyacı var bu noktadan bakılınca hikayenin. Fantastik kitaplarda sıklıkla rastlanan karakterlerin derinlikleriyle ilgili sorun bu kitapta da mevcut. Aralarındaki çekimin nedenini anlayamadığımız iki karakter mevcut ki, bir tanesi daha birkaç gündür tanımasına rağmen hayatını o kişi için kaybediyor. Bu gibi detayların açıklanmadan kalmış olması kitabın gücünü yitirmesine sebep oluyor. Fantastik sevenlerin alternatif olarak okuyabilecekleri bir kitap.. İyi Okumalar dilerim.
Devamını oku »

Eserin Adı : Başka Bir Memleket
Eserin Orjinal Adı : Kustumi sto homa
Yazar : Ioanna Karistiani
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2007, İstanbul
Sayfa Sayısı : 248
Puanım : 4
Konusu : Karistiani, şüphesiz edebiyat adına çok büyük bir umut - Le Monde 28 yıl sonra vatanına dönen bir adamın babasının katilinin izini sürmesi...Yedi kuşaktır bu kan davasının izinde, iki kuzen içten içe yanan bir ateşle yok olmaktadır.Amerikalı Russias ile yaylalarda büyüyen Yunanlı Russias arasındaki mesafe gün geçtikçe kapanacaktır...Ancak Yunanistan, Amerikalı Russias için hep başka bir memlekettir artık...

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Yunanlıların bize ne kadar yakın bir kültüre sahip olduğunu Ioanna Karistiani'nin kitabında bir kez daha görüyoruz. Bir kan davası yüzünden çocuk yaşta memleketinden uzaklara sürüklenmek zorunda kalan Russias, bu kan davasının izini hayatı boyunca üzerinden atamayacak ve kaçtıkça daha fazla içine düşecektir. Sonunda tüm geçmişiyle ve reddettikleriyle yüzleşmek zorunda olduğunun farkına varıp memleketine döndüğünde artık yabancısı olduğu bir kültürden hem tiksinerek hem de bu kültürün eksenine çekilmekten kendini alamayarak ziyaretini uzattıkça uzatır. Ne başka bir kültürle yoğrulmak, ne okuyup bilim adamı olmanın uzak olduğunu düşündüğümüz geçmişimizden bizi koparamadığını gösteren, psikolojik yönü oldukça derin ve başarılı bir kitap. Okumanızı tavsiye derim. Sevgiler.
Devamını oku »

Eserin Adı : S*ktirgitli Aşklar
Eserin Orjinal Adı :
Yazar : Funda Mentaloğlu
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014, Nisan
Sayfa Sayısı : 286
Puanım : 3
Konusu : Hayatınızda kopmuş bütün iplerin hakkını teslim eden S*ktirgitli Aşklar tüm başarısız aşklarınızı taçlandırıyor!
Ya tutarsa diye oltayı salladın, olta da gitti kayaya saplandı. Ben sana diyim çuvalladın; o ip kopacak!
Hayatınızda kopmuş bütün iplerin hakkını teslim eden Funda Mentaloğlu bütün başarısız aşklarınızı taçlandırıyor!
Sefilliğin resmini çizenler, adi şekilde terk edilenler, muhteşem bir aşk tarafından bir daha aranmayanlar, kepaze olup kimseye diyemeyenler, versem mi vermesem mi diye kasılanlar yalnız değilsiniz! Funda Mentaloğlu bulamadığınız bütün cevapları gururla sunar!

"İstanbul'lu bir kadın oturduğu yerden bütün dünyayı ayağa kaldırdı! İşte ben buna devrim derim!"

-The New York Times-

"Bu kitabı okumamış kadınlarla birlikte olmak istemeyeceksiniz!

-The Guardian

"Funda Mentaloğlu, zorlu bir konuyu ustalıkla anlatarak gerçek bir başarı yakalamış. Olağanüstü... Tek kelimeyle harika bir kitap!"

-The Wall Street Journal

"Yeni çağ kadınlarının kutsal kitabı!"

-Washington Post

Şaka lan şaka ne nüyorktayms'ı? N'apsın olm beni the gardiyan? G.tümden attım işte...

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Uzun zamandır blog'umu ihmal etmiş olmanın vicdan azabıyla, uzun zamandır okuduğum kitapları listeleyip en son okuduğumdan başa doğru gezegenim de yer vermeye başladım. En son okuduğum Funda Mentaloğlu'nun küfür ve müstehcenlikle yoğrulmuş esprili kitabı S*ktirgitli Aşklar son dönemde atağa geçen yerli yazar furyasına yeni bir kitap daha ekliyor. Hızlı okunup biten, şehirli kadının özgürlüğünü ve bireyselliğini kazanma yolundaki seksle ve erkeklerle olan maceralarını anlatan kitapta, yazarın bizi tebessüm ettirecek kadar komik, hadi canım bu da olur mu dedirtecek kadar uçuk hikayelerini okuyabilirsiniz. Kurgu olup olmadığından emin olmadığım kitapta yazar, hikayelerin kendi başından geçtiğine okuyucuyu inandırmış. Kitabın en başarılı tarafını da bu oluşturuyor bence. Kitabın kapağını ve arkasındaki tanıtım yazısını da çok beğendim ve albenili buldum. Zaman zaman insanın yozlaşmasını ballandırarak anlatması beni rahatsız etse de, biraz eğlenmek ve gülümsemek için okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum. İyi okumalar dilerim.
Devamını oku »